15 Mart 2013 Cuma



"-Canım sıkılıyor.." dedim..
"-Benim dee.. ama yapacak birşey yok" dedi..

Can sıkıntısını çoktan geçmiştim..Hatta ruhum sıkılıyor desem daha doğru olurdu belki de.
Söylediği şeyleri günlerdir düşünüyordum ama sonu gelmez düşünceler hem dipsiz kuyulardaki karanlıklarda kalıyordu..

"-haklısın ama biraz cesaretten zarar gelmez bence.." dedi.
Evet biraz cesaretten zarar gelmeyecekti, belki de herşeye yetecekti ama.. sonu gelmez "ama"lar içinde oradan oraya çarpıp sonunda yokluklara mahkum oluyordu aklım..

Haklıydı.. kendim kaşınmamış ve herkesin gıpta ettiği o çok güzel yuvayı ben dağıtmamıştım..Neden sonuçlarını hep ben çekiyordum? Neden artık mutlu olmak için daha fazla çaba sarfedip deger verebilecek insanlar ile birlikte olamıyordum?...

"-iyi değilim" diyebildim.. 
Bazen bu hayatın ne bileyim sanki hayatımın bitmesinin gerektiğini bu dünyada 

fazla oldugumu düşünüyordum. Sahiden de öylemiydim?

10. katta oturuyorduk. O balkondan kollarımı açıp kendimi boşluktan aşağı düşerken uzaklaşan yüzümü seyrediyorum.. Sonra yüreği dağlar kadar büyük küçük bir bedenin ufacık elleri hep yapışıyor elime, ateş saçan o boncuk gözleri değiyor gözlerime ve dünyaya geri dönüyorum.. onun sevgisi çok aşırı..

Benliğim altüst durumda senden başka kimse de sanırım anlayamazdı beni.. Bir iyiyim bir kötü..
Bir anda bir ışık çakıyor gözüme, sonra yine zifiri karanlıklar, sonu gelmez o dipsiz kuyular....

Evet dedi. "-o çok önemli bir varlık..".. Eğer hayata devam edeceksen onlar için devam etmelisin.
10. kattan kendini atmak o kadar kolay ki ama o bile cesaret ister!. Çok şeyi feda etmek ister!." diye ekledi..

eee?..
Neden o zaman mutlu olmak için kötü durumları feda etmek zor geliyor? 
Nerede ve nasıl mutluysan ona göre biraz çaba sarf et, inan çok birşeye gerek kalmıyor..
Az bi çaba sadece
Ama en ufak bir zorluk veya mutsuzlukta yıkılıp gidiyorsun! Çok yıprattın kendini..

Hatırlasana...
"Sorular da cevaplar da kendi benliğinde saklı değil mi?" Dipsiz kuyulardan çıkmak istiyor musun?

Hadi topla artık kendini ve bir ses ver..

Kahanbey

11 Mart 2013 Pazartesi

Fark etmek..

..Sana bir sır vereyim mi canımcığım?
"hayatı akışına bıraktım.., güzel bir yarına erişme düşünsesi ve hayali peşinde koşmayı ise çoktan bıraktım.

Sevmek denen şeyin aslında cismani yakınlık ve uzaklıkla alakalı olmadığının, senin yanıbaşındayken ruhu başka sahillerdeki dalgalarda gezen biri için senin; sadece o uçsuz sahildeki yerinden sökülemeyen köklü bir kayacıktan ibaret olduğunu, o kayacığa çarpan dalga seslerinin ise; o sahile belki de birdaha hiç yanaşmayacağı bilinse de, birgün belki döner hayaliyle, ardında anılarıyla gidişi seyredilen bir geminin uzaklaşan sesine sadece akustik olduğunun,
Dünün karanlığında takılmanın sadece ve sadece o uyanamadığın kabusların daha da artmasına sebep ulduğunun ve bu dünyada yanlızca kaçanın kovalanabileceğinin,

Dünyanın diğer ucunda da olsa, cismen yanında hiç olamayacağını bildiğin, imkansızlıkların farkında olduğun, dışı pek güzel olmasa da, içi güzel olan ve uçsuz mesafelerdeki kıtaların ardından sana gülebilen bir hayali yüzün; düştüğün karanlık kuyulardan kafanı kaldırdığında seyredebileceğin uzaktaki bir yıldız aydınlığı olduğunun farkına vardım..

Daha iyisi için çırpındığın hayatın ne kadar kısa olduğunun, senin olmazsa olmazlarının sadece sende kaldığının, iyiliği için çırpındığın o hayatın aslında seni her geçen gün tükettiğinin ve bu dünyada nekadar çabalarsan çabala, ne yaparsan yap bir metrelik derin, ıssız bir yatakta sen yalnız yatarken, yanları başındayken seni görmeyenlerin, senin yokluğunu sadece ihtiyaçları oldunda hatırlayacaklarını, başka türlü kimseye yaranamayacağını farkettim..
 
Şunun da farkına vardım ki,
hayat müşterektir, düzgün karakterli bir kadın yada erkek için gerisi iyi veya kötü, sadece hikayedir.
   Dünyanın her yerinde kadınlar, kadınlığının farkında olarak, erkeklerini mutlu edebilmek, iyi bir eş, iyi bir anne olabilmek ve mutlu bir yuvaya sahip olabilmek için çalışırlar, Nedense bizde ise genellikle öncelik kendilerinde ve kendi ihtiyaçlarındadır, onların büyük çoğunluğu egoist olduğunun farkında bile değildirler. 

   Beğenmedikleri eşlerinin sadece onlar için çırpındıklarının, ömür tükettiklerinin farkında bile olmadan , gözleri hep asla sahip olamayacakları, olsa da doyamayacakları dışarıdaki yalancı romantizm hayallerindedir..
...

Kahanbey